14 Mart 2009

O BiZi ÖLDÜRMEDEN



Bardağın dibinde hazır çorbanın son kalıntıları duruyordu.
Kaşığı kullanarak onlara ulaşmaya çalıştım.
Kanalların arasında bir Judo filmi görünüp kayboldu.

Herkes sıkılmıştı.
Kendilerini oluşturan kümenin elemanı olmayan
üçüncü çoğul şahıslardan ilgi ve
belki biraz da sevgi görmek istiyorlardı.

"Televizyonu kapatayım mı?" diye sordum.
Cevap gelmedi.
Televizyonu kapattım.

Tea-Rex "Televizyonu neden kapattın?" diye sordu.
Kapatmadan önce sormuştum oysa.
Sincap ona dönerek "Televizyon öldü" dedi.

Hepsi televizyonun bu ani ölümüne çok üzülmüştü.

Televizyonun beklenmedik ölümü üzerine
herkesi bir araya toplayarak
aşağıdaki konuşmayı yapmayı uygun buldum;

Dostlarım sizleri buraya emektar televizyonunuzun ani ölümünü tartışmak üzere topladım. Aslında açık konuşmak istiyorum, kendisi vakit hırsızı kötü bir dosttu. Ama zaten hangimiz mükemmeliz ki?"

"Biliyorsunuz mükemmel insan arayışı Uzakdoğu kültürünün büyük bir parçasıdır. Bir açıdan belki tamamıdır, hatta kendisidir.
*(1)

"Jigaro Kano
*(2) diyor ki; "Mükemmel insana ancak ruh ve bedenin sistematik eğitimi ile ulaşılabilir. Eğitim ruh ve beden mükemmel bir uyum içerisinde çalışana kadar sürer."
*(1)

"Bu arayış doğuya doğru hareket ederek, Hollywood Sineması'na malzeme oldu. Kültür sanayileşme sürecine girdi. Kendi müzik ve moda akımlarını yarattı."

"Buradan Avrupa'ya, Orta Asya'ya ve diğer ülkelere doğru yayıldı."

"Birçok insan kültürün kaynağını görmek için Uzakdoğu'yu tatil programlarına dahil ettiler. Gelir seviyesi buna yetmeyenler ise post-modern sinema örneklerini izlediler. Döngünün tamamlanması gerekiyordu. Böylece tamamlandı."

"Ancak Hollywood döngüsünden yüzyıllarca önce doğunun 'mükemmel insan arayışı' ipek ve baharat yolunu kullanarak batıya doğru hareket etmiş ve Anadolu'ya girmişti"

"Bu anlayış, Anadolu'daki İslam anlayışında gözle görülür bir bozulmaya neden oldu. İnsanlar Kuran'ın insana bakışını bir kenara bırakarak dünyada mükemmelliği yakalamanın peşine düştüler. Hatta bu arayışı yücelttiler."


"Yarattığı kulu yaratandan daha iyi kim tanıyabilir? O bizim mükemmel olmadığımızı biliyor ve bizden mükemmel olmamızı da istemiyor."

"İnsan unutkandır, unutur. İslam insanı unuttuğundan sorumlu tutmaz. Namaz kılmayı unuttuğunuzda, kılmadığınız namaz için günah yazılmaz. Oruçlu iken unutarak yediğiniz yemek de orucunuzu bozmaz."

"Demek ki, Allah'ın insandan istediği hiç hata yapmaması değildir. Allah'ın istediği insanın gururunu yenerek yaptığı hatayı kabul etmesidir."

"Şeytan kendisinden insana secde etmesi istendiğinde bunu yapmamıştı. Ardından yaptığı hatayı gururuna yediremeyerek af da dilemedi ve kovuldu. Şeytan kulaklarımıza gururlu olmayı fısıldıyor. Hz. Adem ve Hz. Havva ise gururlarını yenerek yaptıkları hatayı kabul ettiler ve af edildiler."

"Tasavvuftaki, Allah'a ölmeden ulaşmak isteği gerçekle ve insanın yaratılışıyla bağdaşan bir istek değildir. Bu istek insanı aşar. Hiçbir insan her ibadetini aynı konsantrasyon içerisinde tekrarlayamaz. Bazen namazda insanın aklına en olmadık düşünceler gelebilir. Bunlar bile Allah (cc) katında namazın bozulması, kabul edilmemesi için sebep değildir. Namazın farzlarının yerine getirilmesi bir namazın kabulü için yeterlidir."

"Hata yaptığını kabul etmek insan olduğunu kabul etmektir. İnsan hata yapmasın isterseniz, insanı hayattan soyutlamanız gerekir. Kendisine tasavvuf ehli diyen insanlar da ancak bu şekilde, kendilerini hayattan soyutlayarak hatadan arındırmışlardır. Bu da Allah'ın istediği bir "yol" değildir." Allah bizi birbirimizden soyutlamak isteseydi hepimizi ayrı gezegenlerde de yaratabilirdi. Oysa Allah bizi birbirimiz ile de sınıyor.

"Hatalarını zayıflık olarak görmeye başlayan kişi kendisini yanlış bir yola sürükler. Bu yanlış yolda da gene Uzakdoğu'nun etkilerini görürüz. Usta - Çekirge ilişkisinden izler taşıyan bu etkilenmenin öznesinde, kendisini mükemmelliğe ulaştırması, mükemmellik ile kendi arasında köprü kurması için, kendisinden daha yüksek konumda gördüğü insanlara tabi olan kişiler vardır. Bu kişiler Allah'tan (cc) başka her türlü tabi olunanın Allah'a (cc) eş koşmak olduğunu bilmezler. Onlar Allah'ın (cc) kulu ile arasında hiçbir aracıyı kabul etmediğinden habersizdirler."

"Allah kendisine günde 5 defa ibadet etmemizi, bunun dışındaki vakitte ise çalışmamızı ve hoşa gidecek işler yapmamızı istiyor. Allah bizden insan olmamızdan fazlasını istemiyor. Allah kendisi ile kulu arasına aracılar sokmuyor. Allah bize taşıyamayacağımız yükler yüklemiyor. Allah bize pratik uygulaması olan, insana uygun bir din armağan ediyor. Dini kendisine zorlaştıranın durumu ne kötüdür."



Bu sözlerin ardından aralarından ayrıldım.
Belki arkamdan düşüneceklerdi.
Belki de televizyonun gerçekten ölmediğini fark edecek
ve geceyi kanepenin üzerinde geçireceklerdi.
Belki bir gün televizyonu kendileri öldüreceklerdi.
Ya da televizyon bir gün hepimizi öldürecekti.


.........

*(1)
Profesör Jigaro Kano (28 Ekim 1860-1938) Kodokan Judo'nun kurucusu.
*(2)
Kaynak : "Kodokan Judo", Jigoro Kano 1986 ISBN 0-87011-681-9 Kodansha International.



4 yorum:

MARKA BÖCEĞİ dedi ki...

sana pencereden bakıyorum:) çok sanatsal..

Arzu Pınar dedi ki...

çok güzeldi bu yazı.

K®HAN dedi ki...

Nurdan Gencel,

evet bu bloğun en güzel yazısı belki,
fakat benim değildir.

televizyonla aramızın iyi olmadığını beni az çok tanıyanlar bilir.o pencereye sırtımı döneli çok zaman oldu.
bende senin baktığın pencereden bakıyorum :)
yazının altındaki link sizi kaynağına götürecektir.
teşekkür ediyorum.

K®HAN dedi ki...

Arzu Pınar,
evet, ben de çok beğendim.
teşekkür ederim.