11 Ekim 2008

KOŞUN KOŞUN...



spor nedir ya?

galadyatör filminde arenanın girişinde yazıyodu spor.
bu mu spor?

yaz internete?
bi dolu saçmalık....
meslenin kökenine inecem, siz de gelin, dikkat edin...

eskiden romalılar,
hepsi değil tabii. halk bildiğimiz gibi.
üst tabakadakiler yerler içerler sığınamazlarmış,
daha da yemek isterler parmak atıp kusarlar yemeye devam ederlermiş.
budur işte spor.

acele etmeyiniz, birazdan anlayacaksınız.

bu kadarını duyanlarınız çoktur.
gerçektir.
fakat iğrenç bişeydir tabii
"modern" insana yakışmaz.

bundan sonrası benden.

şimdi o romalı insancıklar zamanla utanmışlar yaptıklarından.
fakat tıkınmaktan vazgeçemiyorlar.
"ne yapalım?" demişler en akıllı romalıya.

"biz bu meseleyi içerde halledelim" demiş o da.

"çıkarmayalım, içerde eritelim."

"hoplayalım zıplayalım böylelikle hiç durmadan yiyebilelim"

bu fikir tutmuş,
koşmuş, hoplamış, zıplamışlar daha fazla yiyebilmek için
yarışmışlar.
yapanlar zorlanıyormuş ama
seyreden pek keyif alıyormuş.

akıl, sivri akıllıda durduğu gibi durur mu?
demiş ki madem keyfiçin yaşıyoruz bu da pek keyifli bişi oldu.
arena'da dövüş işini bırakıp bunlardan yapalım.
hem yerlerden kan lekesi de çıkmıyor demiş.
ve bu işin ucu olimpiyatlara kadar uzamış.

yanlış anlamayınız,
aslında derdimiz oyunlarla değildir.
sporladır.

yani erimek, eritmek için yaptığımız sporla.

bir örnekle, son ayar açalım isterseniz.

bir arkadaşımız var. iki etmez.
depoyu dolduruyor, topkapı taksim arası gidip geliyor arabasıyla...
rastladık durdurup sorduk?
ne yapıyorsun?
-gidip geliyorum işte, sorma çok yorucu.
neden peki? bi işin mi var?
-yok. depoyu eritmek için.

diyoruz ki,
yapma be kardeşim.
yazık parana, benzinine, arabana.
bi işe yarasan içim yanmaz.
hem araban da yıpranıyor dökülecek.
depodaki benzini eritmek için yolculuk yapılır mı?
madem ağırlık yapıyor diyorsun.
az dolduruversen olmaz mı
bak heryer benzinlik....

işlemeyen demir paslanır diyorsanız çalışınız.
yiyiniz, içiniz, çalışınız.
israf etmeyiniz vesselam.

K®HAN
___________________________________

AŞİL TENDİNİTİ
PATELLAR TENDİNİT
KOŞUCU BACAĞI (SHIN SPLINTS, MEDIAL TIBIAL STRES SENDROMU)
KOMPARTMAN SENDROMU (ALT BACAK ÖN VE ARKA BÖLGE AĞRISI)
PLANTAR FASCIITIS (HEEL SPUR)
STRES KIRIKLARI
DİZ KAPAĞI SORUNLARI
ILIOTIBIAL BANT SENDROMU (KOŞUCU DİZİ)
___________________________________

10 yorum:

Üfürükten Prenses dedi ki...

şimdi sevgili korhan;

ben şahsen boğazlı bir şahsiyetim..depoyu aşırı yiyerek değilde ıvır-zıvır tatlı yiyerek dolduruyorum.. bunları da eritmek gerekiyor.. mecburen de koşmak :(
yazıyı üstüme alınayım mı alınmayayım mı :P

Zamandan Sızan dedi ki...

ya herşey iyi güzel doğru da zavallı romalıların yaş ortalaması 22 o kadarda fani zevkleri olsun yahu

K®HAN dedi ki...

sevgili prenses,

mümkünse üzerinize alınız.
bu bir obazite problemi değildir.
biliyorsunuz çok yediği halde kilo almayan bünyeler mevcut.

ben benzinin boşa harcanmasına karşıyım olay bu.

bi arkadaşın blog yorumundan bi cümle: "şişenin dibindeki birdamlanın lezzeti şişeye bedeldir."

ben sizi vasatii müşkülatla,
azamii tatveren bir sofraya davet ediyorum.

sizi ezen spordur.
spordan daha keyifli ve yorucu işler yok mu?

benzini boşa hacamayınız lütfen!

yerken aklınızı,
ağzınızdakinin tadını çıkarmaya değilde,
bir sonra ki lokmanın vereceği hazzın merakına odaklarsanız
acele edersiniz,
lokmadan alacağınızı tam alamadan yutar,
bir manada hamallık eder,
diğer bir manada vücudunuzu mutfakla tuvalet arasında bir endoplazmik retikulum olarak kullanmış olursunuz.

bu durumda size ratatuille isimli filmden yazıyorum aç karnına alınız daha etkili olacaktır.
:)

K®HAN dedi ki...

sevgili kıymet,

çok teşekkür ederim.
bu savımızı daha da kuvvetlendiriyor.
ömürlerinin neden kısa olduğuna dair bir bulgu yoksa.
hemen diyorum ki;
budur.

eveet.
benzini boşa harcamak yorar ve yıpratır haliyle.

az ye
az uyu
az konuş
çok yap.
ama spor olmasın mümkünse :)

Üfürükten Prenses dedi ki...

sanırım gözlerim doldu..
ilk kez gerçekler yüzüme bir tokat misali çarpıyor :P

işin özü şu galiba: spor yapma,az ye!
güsel de ben bu aşamayı geçtim,yani yedim çok değil de ıvır-zıvır yedim..şimdi az yesem de benim istediğim görüntüye ulaşmam için spor işkencesini yaşamam gerekiyor.. sabah 06.00'da kalkmam,mutsuz olmam,az yemem,hırçınlaşmam gerekiyor..bu bir ceza :(

yoksa inan spor yapmayı bende sevmem,"her gün 5 saat spor yapıyorum" diye hava atanlara hasta mı bunlar diye bakarım..

bir de bana değilde diğer arkadaşa yazdığın yorumu okudum..bende durum şu :

ıvır-zıvır ye
az uyu
çok konuş..
çok yap!

çok yaşar mıyım,bu şartlarda?

K®HAN dedi ki...

:))
Allah bilir.

Adsız dedi ki...

Mesele sporda değil aslında..
Çoklukta. Çok yeriz çok içeriz
çok severiz çok uyuruz çok merak ederiz çok para isteriz çok konuşuruz çok yaşamak isteriz çok rahat yaşayalım isteriz. Çoğun peşinde koşan Romalı değil midir? Elindeki toprakları da kaybeden
Daha çok yemek sporla birlikte sağlıklı olsaydı Allah midemizle birlikte karın boşluğuna birde koşu bisikleti koymaz mıydı?

ferhatcguter dedi ki...

Yeme&Sağlık&Spor Üçlüsü bir arada anıldığında aklıma gelen ilk şey şu oldu.Dedelerimiz anlatırlardı.Bir köyden diğer köye,bir şehirden diğer şehre gitmek için yürürlermiş.Traktör olmadığı için tarlalarını ya kazma kürek ile yada hayvan gücüyle işlerlermiş.Bolluk yerine kıtlık olduğundan,daha az yerlemiş.Sonuç olarak; Dedem 108 yaşında öldüğünde,ne şeker vardı ne de kolestrol.Daha düz mantık ile,az yemenin bir zararı yok ama çok yemenin çok zararı var...

K®HAN dedi ki...

galiphan'cığım,

koşu bisikleti yerleştirmezdi de.
spor yapın derdi herhalde.
o zaman ramazanda mahyalarda "spor yapınız sıhhat bulunuz" yazardı.

ramazanın da tadı kaçardı Allah muhafaza.
tövbe tövbe :)

K®HAN dedi ki...

öyleyse görünüşte insanın rahatına sunulan herşey,
aslında ömrünü kısaltıyor diyebilir miyiz :)

ferhat bey,
teşekkür ederim yorumunuz için.